NAB’ın Zirvesinden:

“NAB’ER Hepimizin Dergisi Olacak.”

RÖPORTAJ

Nadir, Behram ve Shahram Eromi. NAB’ın tepesindeki üç kardeş ve bir kurum öyküsü.

NAB Holding’in Sarıyer’deki merkezinde, şehrin gürültüsünden uzak, birbirine yemyeşil bahçe koridorlarıyla bağlanan binaları arasından geçip, üst kattaki odalarda çaylarımızı yudumlarken, üçlü bir sohbete başlıyoruz. İlk sayının ilk söyleşisi için NAB’ın üç kurucusu, üç kardeşle birlikteyiz. Nadir, Behram ve Shahram Eromi’yle de ilk tanışmamız. 60’lı yıllarda Tebriz’de doğmuş bu üç kardeşin, son derece sıcak kanlı, samimi, içten karşılaması içimizi rahatlatıyor. Birkaç dakikalık sohbet sonrasında bile, onlar hakkında bütün merak ettiklerimizi sorabileceğimizi öğreniyor ve söyleşiye başlıyoruz.

Shahram, Behram ve Nadir Eromi
Soldan sağa: Shahram, Behram ve Nadir Eromi.

İbrahim Eromi NAB Holding Onursal Başkanı 1937, Bakü’de yaşıyor. Kurucuların babası.

Behram Eromi NAB Holding Yönetim Kurulu Başkanı 1964, İstanbul’da yaşıyor. Evli ve iki kız çocuk babası.

Nadir Eromi NAB Holding Yönetim Kurulu Üyesi 1960, İstanbul’da yaşıyor. Evli ve iki erkek çocuk babası.

Shahram Eromi NAB Holding Yönetim Kurulu üyesi 1970, Bakü’de yaşıyor. Evli, bir kız ve bir erkek çocuk babası.

-Sizleri genç yaşta bu seviyeye taşıyan girişim maceranız nasıl başladı?

Nadir Eromi: – Şu an burada değilse de, bizim önümüzü açan halen grubumuzun onursal başkanı olan babamız İbrahim Eromi’dir. İlk işi kaynakçılıktı. Sonra bir tır fabrikası oldu. Biz de küçüklüğümüzden beri onun yanında çalışırdık. 1986 yılında ben 26, Behram da 22 yaşındayken, onun kararıyla Türkiye’de yaşamaya başladık ve iş hayatına burada atıldık.

Behram Eromi: – Aslında önce 15 günlüğüne tatil yapmaya gelmiştik. Babam “Türkiye’de kalıp iş bulma imkanlarını araştırın” diyerek bizi yönlendirdi.

Nadir Eromi: – Bu bize biraz zor göründü. Ne ön araştırmamız vardı, ne de sırtımızı dayayabileceğimiz bir tanıdığımız… Oğlum Omid daha üç buçuk yaşındaydı.

Behram Eromi: – Mart ayıydı. Nadir, eşi Mahin ve Omid, bir arabayla geziyorduk. 15 günlük tatil önce 20 güne uzadı. Aradan yirmi dört yıl geçti, hala buradayız.

Behram Eromi

Nadir Eromi: – İlk üç ay iş olanaklarını araştırmakla geçti. Herhangi bir sektöre yatırım yapma durumunda, anaparayı geri kazanamama riski vardı. Bu nedenle, öncelikle döviz alım satımı veya ihracata yönelik bir alanda iş yapmamız sağlıklı olacaktı. Bu kararı almakta haklı olduğumuzu zaman içinde gördük. 1 Mayıs 1988’de resmen şirketleştik ve NAB Holding’in ilk şirketi olan NAB Dış Ticaret’i kurduk. Shahram henüz askerliğini bitirmemişti. Behram’la birlikte çalışmaya başladık.

Behram Eromi: – Bir binanın ikinci katında, altı metrekarelik bir ofiste işe başladık. Yeşil renkli bir tane telefonumuz vardı. Numarası hala ezberimizdedir ve bugün de kullanıma açık.

Nab Holding

-1990’lı yıllarda çok hızlı bir büyüme sürecine girdiğiniz görülüyor. Türkiye’de yatırım yapmak için konjonktürün en uygun olduğu zamanda burada olmanız bir tesadüf olarak değerlendirilebilir mi?

Nadir Eromi: – O gün bugündür hep İstanbul’da kalmamızın sebebi de bu zaten. İstanbul’un bugün dünyanın en önemli iş merkezlerinden biri olmasının temelleri o dönemde atılıyordu. 1990’lı yıllarda ticaretin yoğunlaştığı, kentin bölge merkezi olmaya yönelik hamleleri ve niyeti görülüyordu. Döviz işinde de, zaten tarihin her döneminde olduğu gibi, o gün de Kapalıçarşı’nın etkinliği tartışılmazdı. Bizim için fırsatlar kenti İstanbul’du. Nitekim bu kararımız da doğru çıktı.

Behram Eromi: – O zamanda burada bulunmamız tabii ki bir tesadüftü ama biz de bunu iyi ve dürüst davranarak değerlendirdik.

– Buna karşın çok da deneyimli işadamları sayılmazdınız. Bu hareketli ortamda neyi nasıl yapacağınıza nasıl karar verdiniz?

Nadir Eromi: – Ailemizden, yetiştiriliş tarzımızdan, yoğun çalışmaya alışkın olmamızdan ve hayata bakışımızdan kaynaklanan ilkelerden hiç sapmamamız, hep doğru yolda gitmemizi, kimi girişimcilerin düştüğü hataları yapmamamızı sağladı. Bunların önünde annemizden babamızdan gördüğümüz dürüstlük ve ahlaklılık gelir. Babamız çok sert ve disiplinlidir, fakat aynı zamanda yumuşak ve adil olmayı bilir. Hiçbir zaman birinin hakkının başkasına geçmesine izin vermez. çok zor bir hayatı olmuştur ve sürekli çalışıp hakkını almak için durmadan savaşmak gerektiğini bize öğretmiştir. Demek ki iyi öğretmiş. Biz de ondan aldığımız özellikle, ateşin içine atılmaktan korkmayıp, yorulmak bilmeyiz. Annemizden aldığımız özellik de sakin, kaynaştırıcı ve paylaşımcı olmamızdır. Bu ikisi birbirini çok iyi tamamlıyor.

NAB Holding Dergi

NAB Holding A.Ş. - Copyright © 2018 - 2019.