-NAB kendi geleceğini nasıl görüyor?
Behram Eromi: – NAB’ın bugünkü etkinlik alanları otomotiv, elektronik, demir-çelik, bankacılık… öncelikli amacımız bu yapıların kurumsallaşarak büyümeye devam etmesini sağlamak. Dinamik bir yönetim ve yatırım anlayışımız olduğu için başka sektörlere girmeye de açığız. Turizm bunların başında geliyor.
Nadir Eromi: – Dünyayı ve etkinlik alanımızdaki ülkelerdeki gelişmeleri takip ediyoruz. Bunu kendi felsefemize göre değerlendirerek hareket ediyoruz. Bu felsefe, çalışarak kazanmak üzerine kurulu. Ranta değil, üretime dayalı büyüme stratejisinden vazgeçmeyeceğiz. Şu an dört ülkede yaşayarak ve o ülkelerin düşünce tarzını gözeterek faaliyet gösteriyoruz. Buralarda hareket etme yeteneğine sahibiz. Yarattığımız uluslararası sinerjinin kazandırdığı deneyime çok güveniyoruz ve asıl sermayemizin bu birikim olduğunu düşünüyoruz.
Behram Eromi: – Uzaktan değil de yerinden yönetim yaptığınız zaman, bizim tabirimizle koku almak mümkün oluyor. Her ülkeyi kendi şartlarıyla değerlendirdikten sonra, karşılaştırmalı olarak uluslararası düşünmek gerekiyor.
Nadir Eromi: – Örneğin otomotiv sektörüne girişimizin ilgin. bir öyküsü var. 1994’de Behram İstanbul’daydı, Shahram ve ben Bakü’deydim. Bir arkadaşımın hep bozulan bir Rus arabası vardı. Arabayı itmekten bıkmıştık. Yeni bir araba almak istedik, showroom bulamadık. Araba pazarda satılıyormuş. Birlikte pazara gittik. Kocaman açık pazarda, üç dört eski araba vardı. Çeçenistan’daki savaştan dolayı Rusya’dan yeni araba gelmiyormuş. O anda bu memleketin halkının arabaya ihtiyacı olduğunu ama parasını verse de bulamadığını anladım. Behram’ı aradım Lada’nın temsilcisini bulmasını söyledim. O zaman çelik Motor’un genel müdürü olan Metin Ecevit ile görüştü ve Rus yapımı arabaları Türkiye’den Azerbaycan’a taşımaya başladık. Giderek ayda 200 otomobil satmaya başladık. Showroom açtık, bayiler bulduk, teknik servis ve yedek parça sistemi kurduk ve o gün arkadaşıma araba almak için pazara gittiğimden, otomotiv sektörüne girmiş olduk. 1996 yılında pazardaki boşluğu doldurmak için bu kez Hyundai’yle distribütörlük anlaşması yaptık. Bugün sadece Hyundai olarak baktığımızda, %11 pazar payına sahibiz. Bu serüven, bir teşhisi, ekonomik bir yatırıma dönüştürme örneğidir.
-Bu durumda dünyanın herhangi bir yerinden bir “koku” aldığınızda NAB’ın etkinlik coğrafyası da genişleyebilir.
Nadir Eromi: – Arkamızdan yeni bir nesil yetişiyor. Bu kararlar onlara ait olacak. Gönül istiyor ki, Türkiye’de, Azerbaycan’da, Dubai’de, Çin’de de fabrikalar kuralım, ticaret yapalım. Fakat yapı genişledikçe kontrolü zorlaşır. O yüzden biz her zaman olduğu gibi temkinli ve sağlam adımlar atacağız. İş yapmak istiyorsanız her zaman olanak var. Hele ki bizim bölgemizde… Türkiye hükümetinin açılım politikalarıyla Ortadoğu ve Kafkaslar’da önümüzü açık görüyoruz.
-Dört farklı ülkede faaliyet gösterirken, insan kaynaklarıyla ilgili sorunlarınız oluyor mu?
Behram Eromi: – Çalışanlarımızla ilişkilerimizde katı kuralları olan yöneticiler değiliz. Çalışanlarımız ve aileleriyle, sorunlarıyla, sevinçleriyle birlikte yaşayarak büyüdük. Bizim yanımızda çalışanların çocuklarının da eğitimlerini bitirdikten sonra bizle çalışmaları gurur veriyor. Bu bizim için, insan kaynakları politikalarımızın doğruluğunun kanıtı. Hep birlikte aile ortamında gibi yaşıyoruz. Aramızda mesafe olmuyor. Bu da bizim aile anlayışımızdan kaynaklanıyor sanırım.
NAB Holding Dergi